BULGUR

Sahaftan bir kitap karşıma çıkmıştı. “Tarihinden Tarifine Bulgur”
Bu kitabı okuyunca Bulgur hakkında fikirlerim değişti. Aklıma gelen bulgurlu yemekler, kısaca pilavını, kısırı ve bulgurlu semizotu yemeğini severdim. Artık faydasından dolayı daha çok tercihimi bulgurdan yana kullanıyorum. Bir gün diyetteyken iş yerinde ince bulgur ve semizotu, salatalık ve domates ek olarak nar ekşisi, zeytinyağı ve baharatlarla hazırlamış olduğum sosla yemek yemiştim. Kullanılan türüne göre pratiklikte göstermektedir.
Kitap “Duru bulgur” tarafından basılmıştır. Bulgurun tarihi, faydaları, üretimi, tarifler ve ek olarak Duru firmasının kuruluşundan bu yana neler yaptığını anlatmaktadır. Basımı olmadığından dolayı Nadir kitaptan sahaflardan bulabilirsiniz.
Anadolu’da hala her evde en fazla pişirilen yemek bulgur pilavıdır. Bulgur ayrıca, çiğ köfte, ekşili köfte, içli köfte, kısır vb. birçok yemeğin ana malzemesidir. Doktorlar protein, lif ve vitaminleri açısından tavsiye etmektedirler. Türkiye geneline bakıldığında bulgur çokça tüketilmektedir.
Türk ve Dünya mutfağından farklı bulgurlu lezzetlerin de tarifleri bulunuyor. Japonların geleneksel yemeği Suşi, İtalyanların Rizottosu ve İspanyolların meşhur deniz mahsulleriyle yapılan Paellası da bulgurla yapıldı. Ayrıca, bulgurlu bebek maması, Dondurmalı İnce Bulgur Helvası gibi hepsinden öte çok ilginç tarifler bulunmaktadır.
Bulgur anavatanı Türkiye’nin de içinde bulunduğu verimli hilalden bütün Asya’ya, daha sonra da dünyanın diğer bölgelerine yayıldı; farklı şekillerde ve farklı isimlerde de olsa uygarlıkların sofralarında yerini aldı.
Bulgur kelimesinin etimolojisi
“Arapça “burğul” sözcüğünden gelen bulgur, Farsçada “pligouri” Eski Yunancaya “plegouri” olarak geçti. Eski Yunancada vurma, ezme anlamına gelen “plege” kökünden türetilen bu isim; ezilmiş, dövülmüş ve kırılmış anlamına gelir. Zamanla “pulgur”, “pilgur” ve “bulgur” haline dönüşerek dilimize de girdi.”
Ülkere göre bulgurun tüketimi
Türklerden sonra bulguru en çok tüketen etnik grup Araplardır. Onlardan sonra Ermeniler, Yunanlılar, Fransızlar ve İsveçliler gelir.
Dünyada bulgurun tüketimine ve bilinirliliğine yönelik en ilginç durum ise İsveç’tedir. İsveç diğer pek çok ülkeye kıyasla, bulgura hak ettiği değeri verir. Bulgurun haftalık periyotlarda tüketilmesi gerektiğini düşünen İsveçliler, hastane ve okul menülerinde bulgurlu yemeklerin bulunmasına dikkat ederler.
Türkiye’de kişi başı yıllık bulgur tüketiminin yaklaşık 12 kg olduğu tahmin ediliyor. Bulgura rakip olarak adlandırabileceğimiz pirincin yıllık tüketimi ise kişi başı 7 kg. makarnanın ise 6 kg’dır.
Sağlık açısından bulgur
Bulgur, önemli ve ekonomik bir karbonhidrat kaynağıdır ve besin öğeleri ile örüntüsü bakımından diğer karbonhidratlara göre daha üstün ve son derece sağlıklıdır.
Kısaca söylemek gerekirse
- Bulgur, yüksek miktarda lif ve posa içerir.
- Bulgurun glisemik indeksi düşüktür.
- Bulgur, folik asit bakımından zengindir.
- Bulgur, B grubu vitaminleri bakımından zengin bir besindir.
- Bulgurun potasyum içeriği yüksektir.
Bu temel özellikleri daha iyi incelemek bulgurun içinde barındırdığı hazineyi daha açık şekilde ortaya koyacaktır.
Dünya Sağlık Örgütü, gün içinde 25-30 gram posa almamız gerektiğini vurguluyor. Tahıllar ise bizim için en önemli değe posa kaynağı olmakla birlikte tahılları karşılaştırdığımızda bulgurun posa/lif içeriğinin diğer tahıllara oranla daha yüksek olduğunu görüyoruz.
Ortalama olarak gün içinde tüketilen bir tabak bulgur, vücudun günlük posa ihtiyacının yüzde 30’unu karşılar.
Bulgurun faydaları hakkında bilimsel verilerden yararlanıp sizleri bilgilendirdik. Bir sonraki yazı bulgurun tarihi