ETERYA CEMİYETİ VE TÜRK AŞÇILAR

Neden Türk garsonu yoktur. bunun cevabını bu yazıda ulaşacaksınız. Eterya cemiyeti Müslüman aşçı ve garson olmaması açısından zorluk çıkartmıştır. İstanbul Beyoğlu tarafında Türk ticarethanelerinin olmaması Türk aşçı ve garsonlarının bulunmaması sırf bu cemiyetin gayreti sonucudur.
Etnik Eterya Cemiyeti Nedir ?
İlk adı ile Filiki Eterya sonra ki adı ile Etnik Eterya Cemiyeti 1814 yılında bazı Yunanlıların bağımsızlık mücadelesi için kurmuş oldukları bir cemiyettir.Anlamı dostluk cemiyeti olan cemiyet Batı Avrupa’daki gizli mason cemiyetlerinin kuruluş ve işleyiş yöntemini benimsemiştir.
Emmanuil Ksanthos, Nikolaos Skufas ve Atanasios Çakalof adlı üç Yunan tarafından günümüzde Ukrayna o dönemlerde ise Rusya sınırları içerisinde yer alan Odessa’da kurulmuştur.Cemiyetin amacı ise Fransız İhtilali ile yayılan Milliyetçilik akımı ile beraber Yunanlıların ( Rumların ) Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılara bağımsızlık kazanmalarını sağlamaktır. Bunun için paralar toplamışlar , silahlar dağıtmışlar ve ayaklanma için propagandalar yürütmüşlerdir.
Neden Türk aşçı ve garsonlarının bulunamıyor ?
Hacıbeyzade Ahmet Muhtar anlatıyor.
Bizim milletin, memleketimize gelen misafirlere, gezginlere milli yemeklerimizi pişirip gösterecek derecede aşçı ve garson yetiştirmemesinde suçludur.
Bununla beraber bizce bu suçun giderilmesi de kolay bir şey değildi. Çünkü memleketimizde asırlardan beri oluşmuş Rumların ‘Eterya‘ adındaki bir cemiyetin casusları vardır ki en birinci vazifelerinden biri de bu memleketin asıl evladına ticaret ve sanayi aleminde meydan vermemektir.
Aynı zamanda Avrupa kamuoyuna Türk ve Müslümanların medeni ve hayati kabiliyetleri olmadıklarına dair propaganda yapmaktır. O nedenle şehrimizdeki yabancıların gidip göreceği temiz noktalarda mesela İstanbul’un Beyoğlu taraflarında bugün Türk ticarethanelerinin olmaması Türk aşçı ve garsonlarının bulunmaması sırf bu cemiyetin gayreti sonucudur.
Böyle yerlerde Müslüman aşçı olduğunu duyarsanız biraz sabırlı olunuz. Bir süre sonra araştırma yapınız. Anlarsınız ki bu Müslümanın istihdam edilmesinin sebebi elinde kalabilmiş milli sanatı çalmaktır. Sonunda bu kişiyi kapı dışarı atar veya yük taşımakta kullanırlar.
MÜSLÜMAN GARSON HİÇ YOK.
Müslüman garson ise hiç yoktur. Çünkü bu sanatın ehli ve becerikli değildir. Memleketimizde garson komilikten yetişir. Komi, bilindiği gibi siyah veya lacivert ceket üzerine sık ve parlak sarı düğmeli özel elbise giyen on-on beş yaşlarındaki garson çıraklarına denir. Komilerin görevleri müşterilerin şahsi hizmetçileri gibi emirlerini almak ve doğrudan doğruya bulundukları ticarethanenin vezne ve büfesiyle ilgili olmayıp kamarot ve garsonlarına yardım etmektir.
Meşrutiyetten sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti‘nin bazı adamları aracılığıyla gazinoya Müslümandan komi aldırılmış olduğuna tesadüf edilmiştir. Bununla beraber hiçbirisinin garson olarak yetiştirilmesine meydan verildiği görülmemiştir. Yine de komi olarak kabul edilmiş Müslüman çocukları da garsonluğa yatkın olanlarından alınmıştı. Alınanlar gayet pis ve aciz birer mahlûk idiler. Bilindiği gibi böyle yerlerde gazino veya otelcilikle geçinen Müslümanlardan bir kişi bulunmadığından komi olarak alınan Müslüman çocuğunun öylesi kabul edilmiştir.
Gerektiğinde “İşte Türk garsonu!” diye ecnebilere göstermek ve bizim züppe beylere de sırası geldiği vakit, “ne yapalım Müslüman çocuğu aldık ama işe yaramadı, sizi bile memnun edemedi” diyerek kendilerine hak verdirmeye devam etmektir.
Eteryanın asıl görevi Propaganda
Eterya’nın görevlerinden biri, biz Türklerin medeni ve hayati yeteneklerimizin olmadığını iddia etmektir. Yalnız cahil değil, Amerika vahşilerine rahmet okutturacak derecede barbar olduğumuzu, uyruğumuzda bulunan diğer milletlere, özellikle Rumlara tahammül edilmez derecede zulmettiğimizi Avrupa aydınlarına aksettirmektedir.
Propaganda fikirleri sadece sözle değil yazarak tarihe kayıt ediyorlar
Bunların bu fikirlerini, cemiyetlerinin parasıyla Avrupa’da, Amerika’da çıkan gazete sayfalarından başka, Türkiye hakkında kitap yazan gezginlerin yayınları da desteklemektedir. Halbuki bu gezginlerin neredeyse hiçbiri Rum dostu veya Türk düşmanı değilken Türkiye’ye gelir, bir Müslüman evine girmeden, gerçek bir Türkle görüşmeden, Müslümanlardan nefretle ve Türklerin düşmanı olarak memleketine geri döner. Çünkü hiç şüphe yoktur ki bir gezgin, vatanımıza geldiği zaman sohbet edeceği ilk kişi garson ve kamarottur. En son temas edeceği de bizde tercüman denilen rehber olur.
Rehber olan tercümanların yüzden doksan dokuzu garsonluktan gelmiştir. Bu garsonların hepsi de Eterya’nın daima kontrol altında bulundurduğu komilikten yetişmiş adamlardır. Hatta dört-beş lisanla konuşanları eksik değildir.
İşte Müslümanlardan komi alınıp garson olmasına fırsat verilirse, beş-altı sene sonra bunlar da tercüman olur. Sonra Eterya’nın yalanlarını ortaya çıkarır. Planlarını altüst ederler. Bu fesat cemiyetinin Müslümanlardan komi alınmasına engel olmaya çalışması pek normaldir. Çünkü çalışmalarının meyvelerini pek güzel toplamaktadır.
Yani mesele garson olup, para kazanma meselesi değil. Müslüman komi-garson olmasın ki daha sonrasında rehber olmasın. Bunun neticesinde rehber olup Türk topraklarını güzel bir şekilde anlatmasın.