Safranın Peşinde: İran’da Bir Aşçının Yolculuğu

Tahran’da bir tabak pilavla başladı, mutfağımda zerdeyle tamamlandı…

Safran hakkında bilgi vermeden evvel sizlere safranla alakalı anılarımı anlatayım.

Ben 2024 nisanında safrandan yapılan yiyecek içeceklerden çokça yedim. İçim dışım safran oldu. :)))

Bunun sebebi İrana yapmış olduğum 10 günlük geziyi .

Tek başıma yurtdışına çıkmak istedim. vizesiz ülkelere göz gezdirdim. aklıma iran geldi. biletleri aldım.

Tek başıma İrana gideceğim ve düşünüyorum. İran-israil savaş mezvuları haberlerde olabilir gibi haberler çıkıyor. Otel ayarlamadım . Tanıdık birkaç kişi vardı. Bir onlara güvendim. Birde coucsorfing üzerinden birkaç kişi ile konuşmuştum. Uçağa bindim. Tahrana yolculuk başladı.

BAŞKENT TAHRAN

İlk durak başkent Tahran’dı. Tahran’da bir lokantada girip kebap istedim. Lokantaya internetten bakmıştım. Neleri denemek lazım diye. Bu lokanta karışıma çıkmıştı.

Kebabın yanına bolca bir pilav koydular. Türkiye de 3 porsiyonluk bir pilavdı.

Beşkentte fazla vakit geçirmeyecektim. Ramazan bayramının 2. günü olduğundan dolayı müzelerin  çoğunluğu  kapalıydı.

İSFAHAN

İkinci şehir İsfahandı. İsfahan memleketim Bursa’ya çok benziyordu. Yeşilliği tarihi bambaşkaydı. Ve İran’da misafirperverliği çok güzeldi. İsfahanda Sait abi vardı. Daha önce Türkiyede 10 sene çalışmış. Biraz Türkçe biliyordu. Ve kendisi piyanistti. Stüdyosunda daha önce piyanistlik yaptığı ülkeleri gösterdi. Ve bana stüdyoda Türk marşı çaldı.

Misafirperverlilten bahsediyordum. Kız kardeşine gittik. Yemek öncesi sofra kurmuşlardı. Sofrada yok yok.. çok güzel bir ortamdı. Biraz Türkçe biraz İngilizce konuşuyorduk. Televizyonda Türkçe pop şarkı çalıyordu. :))) oradada seviliyordu. bizim müzikler.

İsfahan’da Nakş-ı Cihan Meydanında, fotoğraf video çekerek geziyordum. çok güzel bir yerdi. İsfahan ulu camide yanındaydı. Selçuklu devletinde İsfahan başkenti. Ve kerpiçten mescide olan yere camii inşa etmişler. Turkuaz renkli cami insanın  gözünü alıyor. içeride akustiği çok güzeldi. Meydanı gezerken  dükkanlardan halı hediyelik eşya bakarken bir dondurmacıya rast geldim. Farklı dondurmalar vardı benim dikkatimi safranlı dondurma çekmişti.

Sıcak güneş altında eriyen yoğun safran aromalı dondurmanın damakta bıraktığı ferahlığı unutamıyorum.

Safranı zerde, safranlı pilav yaparken kullanıyorum. Ve lezzetli geliyor.  Ama bu dondurma biraz safranı baymıştı. Lezzetliydi fakat çok fazla yiyememiştim.

TÜRK ŞEHRİ TEBRİZ

Tebrizde ‘sajad usta’ adlı dükkanın sahibi sajad abiyle daha önce ‘pasto Bursa’daki hakan doğan abiyle sohbet ettiğimizde tanışmıştık. Tebriz’e geldiğimde beni evinde misafir etti. Bana şehri gezdirdi. Bir kaç lokantaya girip iran mutfağına özgü yemekleri yiyip bana nasıl yapıldıkları hakkında bilgi verdi.

Kendisi hamur işlerinde usta bir kişidir. Dükkanında çok vakit geçirdim. ürünlerinden şokça yedim. :))

oradaki çalışan arkadaşlar benimle yaşıtı. Bol sohbet muhabbet edip. Şehiri gezdik. Akşamleyin şehir manzarını görebileceğimiz yere geçip. Çay çekirdek yapıp sohbet ettik. Gayet güzel bir şekilde Türkçe konuşup anlaşıyorduk.

Tebriz’deki kahvecilerde sıkça safranlı şerbete rastladım. Yoğun sarı renkli bu aromatik içecek, büyükçe bir sürahinin içinde dolapta bekletiliyor, soğuk olarak servis ediliyordu. Çayın yanında ise İran’a özgü bir ikram: nebat şekeri. Belki siz de görmüşsünüzdür; çubuklara dizili kristalize şekerler… Çayın içine daldırıp kaşık gibi karıştırıyor, tatlılık oranını damak zevkinize göre ayarlıyorsunuz. En çok tercih edilen çeşitleri sade ve safranlıydı, ama başka aromaları da vardı. Ben de dönüşte birkaç çubuk alıp getirdim; evde çayın yanında içtikçe Tebriz geliyor aklıma.

Ahh Tebrizdeyken Tractor kulübünün maçına gidemedim. Benim gideceğim günden birkaç gün sonra maç vardı. Maalesef gidemedim. Bu sene şampiyon oldular.

 

 

Burada bir şeye dikkat etmek lazım. İrana gitmeden evvel izlediğim bir videoda denk gelmiştim. safranın çok kullanılması hamile kadınlarda düşüğe neden olabilirmiş.

Mutfaktaki Rolü

Safran, tatlısından tuzlusuna kadar birçok yemekte kullanılır. Osmanlı usulü  pilavlarda, zerde  gibi tatlılarda, şerbetlerde ya da safranlı çorbalarda karşımıza çıkar. Yemeğe kattığı o altın rengi sadece görsel bir şölendir; aynı zamanda ince bir aroma ve hoş bir burukluk da getirir. Azı karar, çoğu zarar derler, çünkü fazla safran yemeği acılaştırır.

Ben safran kullanırken her zaman elim titrer. Çünkü o küçük kavanozun kapağını açtığımda yalnızca bir baharat değil, geçmişten gelen bir hikâye de yayılır mutfağa….

Şaka şaka fiyatından dolayı :)))

İran mutfağından çektiğim videolardan yaptığım reels videosu ile sizi başbaşa bırakıyorum.

Bir dahaki yazıya safran üzerine olacak.

Sağlıcakla kalın.

Zerde vidosunu bir sonraki yazıda paylaşacağım.

RİTÜEL YEMEKLERİN BAŞI: PİLAV

RİTÜEL YEMEKLERİN BAŞI PİLAV yazısını okumak için tıklayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir