

Hitit öncesi Asur Ticaret Kolonileri Çağı’na ait ekmekler, bazlama veya pide gibi ince ve yuvarlak şekilde tasvir edilirken, Hitit tasvirlerinde yuvarlak olanlardan başka üçgen şeklinde ekmekler de görülür.
Hitit mutfağını incelediğimde karşıma çıkan çivi yazılarından, saklama küpleri ve kalıplarından edinilen bilgilere göre çok fazla yemekleri olmayıp, en az 180 çeşit ekmek vb ürünlerin olması dikkatimi çekmişti. Ahmet Ünal hocanın aktardığına göre Mezopotamya’da 300 çeşit ekmek vb. ürün bulunmuştur. Hititlerde ise 180 âdet bulunuyordu.
Hitit ekmeklerinin hepsi modern yazıya çevrilememiştir. Hititçe ekmek listesine ulaşmak istiyorsanız “Büyük şölen” kitabında 310-312 sayfalarını inceleyebilirsiniz.
Yürü bre yalan dünya
Sana konan göçer bir gün
İnsan bir ekin misali
Seni eken biçer bir gün
Karacaoğlan
Ekmeğin bereket simgesi oluşu Anadolu Türklerinde de çok yaygındır. Ayrıca bereket sembolü olan ekmeğe saygılı davranmanın önemini vurgulayan inançlar da vardır. Fransız için has buğday unundan baguette yani baston ekmeği, Türk için somun ve pide, Amerikalı için susamlı burger ekmeği, İsveçli için çavdar ekmeği, Hintli için darı unundan chapati, Meksikalı için mısır unundan tortilla ulusal kimliğinin bir parçasıdır. Tıpkı, bir Japon veya Çinli için bir kâse haşlanmış pirincin ya da bir Afrikalı için kinoa içinde aynı şeyi söyleyebiliriz.
Anadolu’da yemek sofrasına davet edilen kimse, yemeye gelmek istemese “sofranın bereketi kaçar, sonra ekmek küser” denir.
Doğu Anadolu’da bazı yörelerde ilk tırnağı kesilen çocuğun eli ekmeğe dokundurulur veya una batırılır. Amaç çocuk büyüyünce helal kazanıp helalinden yemesidir.

Ekmek Hititlerde de kutsal sayılıyordu. Hitit ziyafet sahnelerinde yuvarlak veya üçgen ekmeklere öncelikli bir yer verilir.
Kral I. Hattuşili’nin (MÖ 1650-1620) vasiyetnamesinde oğlu Mursili’ye hitap ederek,
“Babanın sözlerini korursan, ekmek yiyeceksin, su da içeceksin”
Kral I. Hattuşili
demesinden, ekmeğin hem temel gıda olduğu hem de genel anlamda yemeği simgelediği anlaşılır.
Hitit kralları, tanrılara saygıda kusur etmiyorlardı.
İşte M.Ö. 1420-1400’den bir örnek:
“Biz Büyük Kral Arnuwanda ile Büyük Kralice Asmunikal tekrar semiz ve iyi sığır ve koyunlar, iyi kurban ekmek ve kurban içkisi tekrar vereceğiz”.
II. Muwatalli (M.Ö. 1315-1282) “Güneş Tanrıçası ve göğün Güneş Tanrısı, Şimşeğin Fırtına Tanrısı’na ve Diğer Tanrılara Duası”nda saygısını şöyle dile getiriyordu: “Sana efendim Şimşeğin Fırtına Tanrısına her zaman verdiğim kurban ekmeklerini ve kurban içkilerini sevinç içinde vereyim!”
Hititler tanrılarına sundukları ekmekleri triticum aestivum denilen çok daha kaliteli buğdaydan ve arpadan (hordeum vulgare) üretirlerken, kendileri düşük nitelikli iki çeşit kızılca buğdaydan (emmer ve einkorn) yapılanları tüketiyorlardı.
Ekmeklerin kaide olarak fırınlarda (UDUN) pişirildiğini bir metindeki “ekmeği pişirmek/kızartmak üzere fırına götürürler” kaydından anlaşılmaktadır.
Hititler’de ekmekler belirli şekil, büyüklük, ağırlık, ait olduğu bölge, ihtiva ettiği maddeler, kullanım amacı ve yapılış tekniğine göre isimlendirilirdi.
“İnce ekmek” (= yufka), “kalın ekmek” (=somun), küçük ekmek (çörek), balık şeklinde ekmek, ay şeklinde ekmek (croissant), kulak, diş şeklinde ekmek, üzüm salkımı şeklinde ekmek, koyun ve insan figürünü şeklinde ekmek, kayık ve tekerlek şeklinde, ısırmalık ekmek gibi şekillerine ve sıcak ekmek, hasat ekmeği, tatlı ekmek (meyveli pasta), ballı ekmek, yağlı ekmek, acı ekmek, narlı ekmek, ıslak ekmek, buğday, çavdar ve arpa ekmeği, susamlı, bezelyeli ve birali ekmek, masa ekmeği, mayalı (ekşi) ekmek, mayasız ekmek, hıyarlı ekmek, bayat ve taze ekmek, beyaz ekmek, asker ekmeği (tayın), kurban ekmeği, ekmek pudingi gibi malzeme, tat, kullanım amacı ve özelliklerine göre yapılmıştır. Bu ekmek türleri arasında kullanılış şekline bakarak “diş ekmeği’nin (NINDA.ZU,) uzun süre dayanıklı, dişe dokunacak kadar sert bir nevi peksimet olabileceği, onun uzak ormanlara kereste kesmeye giden orman işçilerine yolluk veya azık olarak verilmesinden anlaşılmaktadır.
Avcılıktan gurmeliğe yemeğin kültürel tarihi(Prıscılla mary IŞIN)
BÜYÜK ŞÖLEN AHMET ÜNAL
Nimet geldi ekine (Artun Ünsal)