Kam İnancı ve Türkler

Yazıya başlarken Türkiye’nin Bilge Kamı,Baş Kamı olan Oktan KELEŞ’in sözleriyle başlayayım.
“TÜRKLER TÖREYLE YAŞAR.”
Bu yazıda KAM/OTAÇILAR/EMÇİLER/BAKSICILAR kimlerdir, tarihsel açıdan kam ve hekim ilişkisi hakkında bilgiler sizi bekliyor. İyi okumalar.
TÖRE NEDİR ?
Orhun Kitabelerinde “töre” kelimesi on bir yerde geçmektedir. Bunun altısı devlet/il ile birlikte, diğer beş yerde de yine “il” ile alakalı olarak geçmektedir.
Töre etimolojik sözlüklerde Moğolca-Türkçe kökenli bir kelime olarak ifade edilmektedir. Töre; yasa, düzen, gelenek, örf, kanun, ayin, tören ayini, merasim gibi geniş bir anlam yumağını içerir.
Eski Türkçede töri-/törü- türemek, yaratılmak, düzenlenmek, şekil almak, töremek (çoğalmak), döl vermek, döl artmak anlamlarını da kapsamaktadır.
Sonradan töre+n=tören şeklini almıştır. Kaşgarlı’ya göre törünün anlamları şöyledir: “Nizam, düzen, görenek, âdet, evin önemli yeri ve sediri.”
Türk örf ve adetleriyle beraber, töre adını verdiğimiz toplumsal düzenin gereği olan yasalara ait ilk kayıtları Çin yıllıklarıyla, Orkun kitabeleri, Divanü Lügat-i Türk ve Kutadgu Bilig gibi yazılı kaynaklarla, destanlarda görebilmekteyiz.
Ayrıca Türk yurtlarını gezen seyyahların eserlerinde de bu töre ve geleneklere rastlanılır.
Mesela 585 yılında, Kök Türk Kaganlığının başında İşbara Kagan bulunmaktadır. İşbara Kağan içeriden ve dışarıdan vurulan darbeler yüzünden bunalmış ve Çin imparatorluğundan yardım istemişti.
Onun bu dileğine olumlu cevap veren Çinliler, buna karşılık Işbara Kagan’ dan “Çinin adetlerini benimsemelerini” talep ettiler. O da; “bizim adet ve geleneklerimiz çok eski çağlardan beri devam edegelmiştir. Bundan dolayı onları değiştirmeye benim gücüm yetmez. Bizim topraklarımızda idare edilenlerle, yönetenler arasında kurulmuş olan düzeni yaralamağa ben cesaret edemem”, diyerek herşeye rağmen törelerinden vazgeçemeyeceğini söylüyordu.
Kültür tarihinin önemli bir parçasını oluşturan yapı taşı inançlardır. İnançlar, zamanla farklı dinler benimsense de alışkanlıklar biçiminde varlıklarını sürdürürler. Türk kültür tarihinde eski Türklerin inanç ve uygulamalarının kimi zaman olduğu gibi, kimi zamansa şekil değiştirerek izlenmesi alışkanlık hâline gelmeleriyle açıklanmaktadır.
TÜRKLERİN KAM İNANCI
Hangi dine geçerseler de Kam biligleri Türkler hiç bırakılmadılar. Çünkü kam/şaman bir din değil bir inançtır. Bu konuda daha detaylı bilgileri edinmek isterseniz on altı yıldız sitesinde ve sayın araştırmacı yazar Oktan KELEŞ’in kitaplarından ve videolarından inceleyebilirsiniz.
KAM/ŞAMAN KELİMESİ
Şamanizm kelimesi Tunguzcadaki Şaman isminden gelmektedir Tunguz halkları bu sözcüğü büyücü, sihirbaz anlamında kullanmaktadır.
Şaman kelimesinin Tunguzcadan 1760 yılında bir Fransızın yanlış çevirisinden dolayı şamana çevrilmiştir. Tunguzcadan Rusçaya 17. Yüzyılın sonlarına doğru Rus elçisi olarak Çin’e giden E. Island ile seyahat arkadaşı A. Brand’ın izlenimini anlattığı yazılarda geçmiştir.
Şaman sözcüğü Rusça aracılığıyla Orta Asya’ya ve Sibirya’ya yayılmıştır. Şamanlar, Kısaca insanlar ve tanrılar arasındaki ilişkileri düzenler. İnsanların kötü ruhlardan korunmasını. Hastalıkların iyileştirilmesini sağlarlardı.
Kam kelimesi Divan-ü Lügati -Türk’te; “çeşitli hastalıkları tedavi etmek için tabibin yanında Kam yer alır.
DİVANU LÜGATİ TÜRK’TE KAM KELİMESİ
Kam kelimesi; Divanu Lügati Türk’te kam, şaman, kahin, bilge anlamları verilerek geçer.
Kam kelimesi Divan-ü Lügati -Türk’te; “çeşitli hastalıkları tedavi etmek için tabibin yanında Kam yer alır. Tabip hastalığı ilaç ile tedavi eder.
DİVANU LÜGATİ TÜRK’de ḳam sözcüğü dört yerde tanıklanır:
“ḳamlar ḳamuġ arwaşdı = kamlar-kâhinler- birtakım anlaşılmayan sözler söylediler” (DİVANU LÜGATİ TÜRK I: 236).
“ḳam arwaş arwadı = kam, şaman arpağ arpadı, efsunladı” (DİVANU LÜGATİ TÜRK I: 283).
“ḳam: kâhin, şaman” (DİVANU LÜGATİ TÜRK III: 157).
“ḳam ırḳladı = şaman kâhinlik etti, ırka baktı” (DİVANU LÜGATİ TÜRK III: 443).
DİVANU LÜGATİ TÜRK’de kam sözcüğünün bire bir karşılığı olarak
“kâhin, şaman” denilse de kamların büyü yapma işlevine işaret eden açıklamalara da yer verilmektedir (Canpolat 1975: 23).
DİVANU LÜGATİ TÜRK’deki “ḳam arwaş arwadı = kam, şaman arpağ arpadı, efsunladı” (DİVANU LÜGATİ TÜRK I: 283) ifadesindeki arwaş arwa- “büyülü sözler söylemek” anlamına gelir. Kam büyülü sözleriyle ya bir hastalığı tedavi eder ya da halkının iyiliği için yağmur yağdırma, kar yağdırma gibi bir büyü işlevini gerçekleştirir. Dolayısıyla kam “büyücü” anlamına gelecek biçimde kullanılmıştır.
TÜRKLERDE KAM/BAKSI
Türklerde KAM’lık çok önemli Tengrisel güçlere erişmek, Tinler ile temasa geçmek ve daha nice mistik olayı yapabilmek anlamına gelir.
Türkler “Kam”, Moğollar “bö, böge”, Yakutlarda “oyun”, Kazak / Kırgızlarda ise ”bakşı, baskı” deniyor.
Müslüman olan Türklerin hayatında kamların “hekim”, “ozan”, “inanç dünyasına bağlı törenlerin, ayinlerin düzenleyicisi”, “büyücü”, “kâhin” özelliklerinin bir süre birbirine bağlı olarak, ancak zamanla birbirinden farklı kimlikler atfedilerek yaşatıldığı Fuad Köprülü tarafından ifade edilmiştir.
Şamanizm’in bir din değildir. Bahaeddin Öğel’e göre “Kam sözü Türklerde Şaman demektir.”
Hikmet Tanyu’ya göre Türklerde Şamanlık diye bir ad ve bir din yoktur. Keza Kamlık diye de bir din yoktur. Ne Şamanlık ne de Kamlık asla bir dinin adı olmamıştır.
KAYNAKÇA:
http://www.tazminathukuku.com/arastirma-yazilari/hekimlerin-ve-hastanelerin-sorumlulugu.htm
https://tumata.com/muzik-terapi/baksi-dansi
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/13-yuzyilda-kokturk-yazisini-bilen-kamlar-472246h.htm